Günümüzde popüler bir hale gelen ve geleneksel anlatım yaklaşımlarına meydan okuyan absürt tiyatro ile grotesk yorumlama olan iğrençlik arasında önemli benzerlikler ve farklılıklar ortaya çıkmıştır. Absürt tiyatro ve görsel sanatlarda iğrençlik, modern insanın yaşadığı trajik durumları anlamsızlık özelinde temellendirerek uyumsuz ve kaotik bir dille anlatmaktadır. Aynı zamanda her iki yaklaşım, insanın temel varoluşsal kaygılarını merkeze alan protest bir anlatım şekli olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu açıdan grotesk ve absürtlüğün biçimsel yaklaşımlarının benzer ve farklılıklarını ve yakınlık ilişkilerini ortaya koymak literatürdeki sınırlı mevcut bilgi birikimine önemli katkılar sunacaktır. Çalışma kapsamında absürt tiyatronun öncü yazarlarının eserlerindeki grotesk, uyumsuzluk, anlamsızlık ve iğrençlik anlatımlar incelenmiştir. Ayrıca görsel sanatlar bağlamında ise ifade edilenlere karşılık gelebilecek sanatçıların çalışmalarından örnekler verilmiştir. Bulgular bu anlatım tarzlarının, sanat bağlamında gerek bireyin gerekse toplum birey ilişkisinden doğan kaotik dünyadaki varoluşsal sancıların ve yabancılaşma deneyimlerinin ifade etmede çok önemli rollerinin olduğunu göstermektedir. Bununla birlikte tespit edilen diğer bir önemli bulgu ise, her iki anlatım tarzının politik avangart dil olduğu ve sosyal hayattan belirlenen normları aşan yaklaşımlarıyla seyirci üzerinde yabancılaştırma, tehdit edici, ötekileştiren ve bulantı yarattığı görülmüştür. Sonuç olarak sınırı aşan yaklaşımlar şeklinde yorumlanan absürtlük ve iğrençlik hem bireyin hem de toplumun varoluşsal krizlerini ifade etmede günümüz sanat anlayışında merkezi bir işlev gördüğü ifade edilebilir. Çalışma sanat üreticisi ve tüketicisi açısından absürtlük ve grotesk arasındaki ilişkiyi anlamada önemli çıkarımlara sahiptir.
Anahtar Kelimeler: Absürtlük, İğrençlik, Grotesk, Sanat, Absürt Tiyatro
|