Varoluş deneyiminin en önemli dışavurumu olan sanat, insan için dünyanın korkutuculuğu karşısında bir tür rahatlama arayışının sonucudur. İnsan için sanat üretmenin amacı, bir zaman aralığında dünya üzerinde var olduğunu kendinden sonraki insanlara duyurma isteği ile şekillenmiştir. Bu yüzden ürettiği sanat eserlerinin kalıcı olabilmesi için yöntem ve teknikler geliştirmiştir. İnsanoğlunun var oluşuna bir anlam verme, kendini dünyaya doğru şekilde ifade etme ihtiyacının ve yaratıcı ediminin bir sonucu olan sanat eseri, zaman geçtikçe meta olarak değer gören bir nesne haline gelmiştir. Bu durumu aşmaya çalışan bazı sanatçılar geçici doğaya sahip sanat formları geliştirmişlerdir. Bu anlamda değerlendirilebilecek olan performans sanatı, 1960’lı yıllardan sonra sanat alanında etkin hale gelmiş, sanatçının tek başına izleyici karşısında canlı olarak gerçekleştirdiği, bedenin olasılıklarının araştırıldığı bir üretim ve ifade biçimidir. Özellikle modern sanatta bazı sanatçıların performansları sırasında resim sanatından faydalandığı görülmektedir. Diğer yandan, performans sanatının ilk örnekleri arasında bazı ressamların eserlerini üretme süreçlerine beden hareketlerini, müziği ve izleyiciyi eklemeleri ile ortaya koydukları resim-gösterileri de bulunur. Bu makale çalışmasında resim ve performans sanatının çift yönlü ilişkisi ve sanatın kalıcı bir forma dönüşmesinin sanatçı ve izleyici için ne anlama geldiği konusu açıklığa kavuşturulmaya çalışılmıştır.
Anahtar Kelimeler: Sanat, Geçicilik, Performans sanatı, Post-Performans Resim
|