Siyah Meryem, 12’nci ve 15’inci yüzyıl Hristiyan Ortaçağ Avrupa’sında bilhassa koyu tenli olarak tasvir edilen Meryem’in, tüm resim ve heykellerine verilen genel addır. Hristiyan dünyasında Tanrı ile insan arasında şefaatçi olarak tasavvur edilen ve mucizeler yarattığına inanılan Meryem Ana’nın bu özel tasvirleri, çeşitli katedral, kilise ve manastırlarda yerini aldığı söz konusu yüzyıllarda kutsal bir simgeye dönüşmüştür. Bu makalenin amacı, insanoğlunun kollektif bilinçaltına ilk evrensel dişil prototipi olarak kazınan Toprak-Ana’nın ve onun tarihsel süreç içerisinde pek çok kez düşüme uğramasıyla oluşmuş Ana-Tanrıçaların, Siyah Madonnalarla ilişkisini irdelemek ve bu koyu tenli Madonnaların, Ortaçağ’da yeniden reenkarne olduğuna inanılan Ana-Tanrıça figürünün Hristiyan bir versiyonu olup olmadıkları hakkında çeşitli görüşleri ortaya koymaktır. Ayrıca kutsallığı remz eden çeşitli sembolik unsurların demistifikasyona ve desüblimasyona uğrayabildiği günümüz sanat anlayışında Siyah Madonnalar, modern dönemde özgün bir pragmatik sanat dili kullanan ve özel kodlara işaret eden ressam ve heykeltıraşların tasvirlerinde son derece öznel simgelere dönüşmüştür. Dolayısıyla bu makalede, 19. yüzyıldan günümüze kadar hem biçim hem de içerik yönünden dramatik dönüşümlere uğrayan Siyah Madonna tasvirlerinin sanatçıları ve onların en göze çarpan eserleri üzerinde durulacaktır.
Anahtar Kelimeler: Mit, Ana-Tanrıça, Meryem-Ana, Siyah Madonna
|