İdil Sanat ve Dil Dergisi
www.idildergisi.com
Cilt 6, Sayı 33  Yaz I 2017  (ISSN: 2146-9903, E-ISSN: 2147-3056)
Filiz Nurhan ÖLMEZ, Halit ÖZDAMAR

NO Makale Adı
1494333157 BİR YÜZÜĞÜN ÖYKÜSÜ: ZİHGİR

Türkler için bir ata sanatı olan okçuluk, geçmişte savaş ve avcılık, günümüzde ise spor alanında önemli bir dal olarak varlığını sürdürmektedir. Okçu kavimlerden olan Türkler ok ve yayı zaman içerisinde özel mühendislik yöntemleriyle mükemmelleştirmişlerdir. Türklerde egemenlik simgesi olan ok ve yay imgeleri çetirlerde ve sikkelerde kullanılmıştır. Türk okçuluğunun en iyi belgelendirilmiş dönemi Osmanlı okçuluğudur. Osmanlı’da okçuluk sadece bir savaş sanatı olarak kalmamıştır, 15. yüzyılın başından itibaren aynı zamanda sistemli bir şekilde kurumsallaşmıştır. Okçulukta, ok ve yay dışında, kullanımı kolaylaştırmak ve güvenliği artırmak için kullanılan yardımcı araçlardan zihgir aynı zamanda değerli taşlarla süslenen bir takı olarak önemli donatılar arasında günümüze kadar gelmiştir. Bazı okçuların onu uğurlu kabul edip hiç çıkarmadıkları bilinmektedir. Türk okçuluğunda önemli bir yeri olan zihgir, ok atışı sırasında parmak boğumunu yaralanmalardan korumak amacıyla sağ elin başparmağına takılan atış yüzüğüdür. Diğer adları, Osmanlıca zingir, zehgir veya şast olan yüzük, Arap kaynaklarında küştiban, İran kaynaklarında yüksük anlamına gelen engüştvane olarak da bilinmektedir. Bu çalışmada; okçuluk ile ilgili yapılan yayınlarda, tarihi buluntularda Türk okçuluğunun izleri aranmıştır. Kısa yaylı Türk okçuluğunun zorunlu gereçlerinden biri olan zihgir, yapısal açıdan incelenerek bir atölye çalışmasıyla modellemesi yapılmıştır. Zihgirin uygulayım özellikleri ile kullanım biçimi hakkında bilgiler verilmiştir. Aynı zamanda bir donatı olan zihgir, müze ve derlemlerdeki, minyatürlerdeki örnekleri üzerinden sanatsal değeri açısından irdelenmiştir.

Anahtar kelimeler: Zihgir, Ok, Okçuluk, Geleneksel sanatlar, Kemankeş, Yüzük