İdil Sanat ve Dil Dergisi
www.idildergisi.com
Cilt 2, Sayı 8  Yaz 2013  (ISSN: 2146-9903, E-ISSN: 2147-3056)
Muhittin ELİAÇIK

NO Makale Adı
1375621458 LUTFULLAH HALÎMÎ’NİN TECNİS, MECAZ VE TEŞBİHLER ÜZERİNE RİSALESİ

Divan şairlerinin eserlerinde kullandıkları edebî sanatlarla ilgili tezkirelerde yapılan değerlendirmelerde “sanâyi-i şi’riyye, sanâyi-i eş’âr, sanâyi-i bediiyye” gibi ifadeler geçmekle beraber bunlarla hangi edebî sanatların kastedildiği açıkça söylenmemiştir. Birtakım izler bu ifadelerle tecnîs, teşbîh, mecâz, îhâm gibi edebî sanatların kastetdildiğini gösterse de bir kesinlik arzetmemektedir. Tezkireciler şair ve eser değerlendirmelerini edebî sanatlardan ziyade, hayal, nükte, hüner, sihr, i’câz, hüsn vb. kriterler üzerinden yapmışlardır. Bu değerlendirmelerde edebî sanatların bunlardan ibaret olduğu yönünde bir kanaat edinilmekte, bazen de edebî sanat olarak sadece tecnîsin adı geçmektedir. Bundan dolayı Osmanlı şair ve münşileri zaman zaman teşbîhât, tecnîsât, mecâzât gibi başlıklar altında risaleler yazarak edebî sanatları bu çerçevede inceleyip tasnif etmişlerdir. Zaten klasik belâgat kitaplarında edebî sanatların kökü mecaz olarak geçmekte, teşbih bir bakıma bunun en önemli dalı olmakta ve tecnîs de ses ve ahenge dayalı yaprakları bulunmaktadır. Bu konuda eser kaleme alan âlim şairlerden birisi de Bahrü’l-garâib adlı Farsça-Türkçe sözlüğüyle tanınmış bir sözlükçü, fakih, şair ve tabip Lutfullah Halîmî’dir. Onun “Hâzihi risâletün fî-beyâni’t-tecnîsât ve’t-teşbîhât ve’l-mecâzât” başlıklı risalesinde cinas, teşbih ve mecaz kaideleri Türkçe örneklerle açıklanmıştır. Müellif bu konulara Bahrü'l-garâib adlı eserinin şerhinde de kısaca değinmiş, ancak bu risalesinde bu konuları daha ayrıntılı bir şekilde ele alıp açıklamıştır. Ele alınan bu terimlerin bilinen tanım ve tasniflerinden farklı bir şekilde ele alınıp açıklandığı dikkati çekmektedir.
Anahtar Kelimeler: Belagat, Lutfullah Halîmî, Risale, tecnîs, teşbîh, mecâz.